Yılmaz Cesur: Söz, Yetki, Karar Halkın Olacak

Dersim Demokratik Halk Dayanışması Hozat belediye başkan adayı Yılmaz Cesur BirGün Gazetesi’ne bir röportaj verdi. Röportajı olduğu gibi yayınlıyoruz:

Dersim Demokratik Halk Dayanışması’nın (DDHD) Hozat Belediye Başkan adayı Yılmaz Cesur ile belediyecilik anlayışını ve projelerini konuştuk. Ovacık modelini daha da geliştirip yaygınlaştıracaklarını söyleyen Cesur, “Amacımız hep birlikte üretip, hep birlikte yönetmek. Söz, yetki, karar halkın olacak. Ulaşım, içme suyu gibi temel ihtiyaçları ücretsiz bir şekilde halka ulaştıracağız” diyor.

Neden aday oldunuz?

Halkın kendi kendisinin yöneteceği, halkçı, devrimci bir yerel yönetim anlayışı hayata geçirmek için aday oldum. Sosyalist Meclisler Federasyonu ve öncesinde Demokratik Haklar Federasyonu olarak ilk olarak 2004 yılında Hozat’ta bu belediyecilik anlayışını hayata geçirdik. Hozat’ta başlayan devrimci, halkçı yerel yönetim anlayışımızı sonrasında Mazgirt’te ve Ovacık’a da yaydık. Özellikle Ovacık deneyimi tüm ülkenin ve de dünyanın dikkatini çekti. Hozat deneyimi 2014’teki seçimde kesintiye uğradı. Bu dönem, bu noktaları birleştirmek ve devam ettirmek amacındayız. Sosyalist Meclisler Federasyonu’nun (SMF) “Söz, yetki, karar halka!” sloganıyla Ovacık’ta gerçekleştirdiği modeli, Hozat’a taşımak, Dersim’e ve tüm Türkiye’ye yaymak amacıyla aday oldum.

HEP BİRLİKTE YÖNETECEĞİZ

Örnek olarak gösterilen Ovacık modelini daha da geliştirmek istediğinizi söylüyorsunuz. Projeleriniz neler?

Öncelikle, amacımız sadece kazanmak değil, kazandıktan sonra projelerimizi halkla beraber yürütmek. Sadece Ovacık, Mazgirt ya da Hozat değil. Örneğin bu yıl da Fatih Maçoğlu başkanımız Dersim merkezden aday oldu. Merkezi kazandığımız gibi içerdeki bölgeleri de kazanarak kararlı bir şekilde hareket etmek için çalışıyoruz. Dersim’de çok yakından hissedilen, tamamen tüketime dayalı bir ekonomik sistem yerine tarım ve hayvancılık alanında insanları üretime yönlendirmek istiyoruz. İnsanların bizzat kendilerinin kooperatiflerle birlikte ürettiği bir sistem istiyoruz. Bu ürünleri belli bir oranda piyasaya sunup, buradan gelen geliri eşit bir şekilde halka paylaştırmak önemli. Bu tarz üretimlerde ihtiyaç sahiplerine, özellikle öğrencilere burs imkanı sağlamak istiyoruz. Asıl nokta, halkla bütünleşmek, bir araya gelmek. Halkın kendi ürettikleriyle, herhangi bir yere bağlı kalmaksızın yaşamını devam ettirmesi çok önemli.

Nasıl yapacaksınız bunları?

Belediyecilikte zorunlu olarak yapılması gereken işleri biz iş olarak görmüyoruz. Yol, su, elektrik gibi benzeri çalışmalar zaten aday olan herkesin yapmakla yükümlü olduğu çalışmalar. Örneğin bu yıl bölgemizde iki üç metre kar yağışı gerçekleşti, yollar kapandı. Bunlara sarf ettiğimiz mücadeleyi çalışma olarak görmüyoruz. Bunlar zaten rutin işler. Bizim istediğimiz, rutin işlerin dışına çıkmak. Bulunduğumuz noktaya değer katacak şekilde çalışmalar yapmak. Bunların temeli kooperatiften geçiyor. Özellikle oradaki ürünlerimizin bundan beş yıl öncesine kadar hiçbir değeri yoktu. Topraklarımız yıllardır boştaydı, hazine arazileri kullanılamıyordu. Biz bu toprakları yeniden üretime katarak, tamamen doğal bir şekilde bu süreci örgütleyip oradaki halkımızın her alanda rahat bir şekilde geçinmesini sağlayacağız.

‘Günlük rutin işler, vaatlerin bir parçası olamaz’ diyorsunuz. Mevcut belediyelerde bunun pek hâkim olmadığını görüyoruz. Yapılması gereken işler lütuf gibi sunuluyor!

Bizler devlete vergi ödüyoruz. Bunlar bize yol, su, elektrik olarak artık geri dönmüyor. Vergilerimizi fazlasıyla alıyor, yolu yapıyor fakat yoldan geçerken yine para alıyor. Sosyal hukuk devletinin yapmaması gereken bir yaklaşım. Buna karşı koymamız gerekiyor. Bu belediyecilik için de geçerli. Halkımız gerekli ödemeleri yaparak, vergileri vererek hizmet bekliyor. Biz de aday olduğumuzda, “Gelip sana yol yapacağım” diyoruz. Zaten yapmak zorundayız. Biz bunları proje olarak görmüyoruz. Ovacık bunu zaten yapıyor.

UMUDU ÜLKEYE YAYACAĞIZ

 Bazı çevrelerde umutsuzluk ikliminin hâkim olduğu görülüyor.Devrimci-sosyalist bir adayın seçilmesi neden önemli?

Bir kere bahsettiğiniz gibi umutsuzluklar yerini umuda bırakacak. Biz de Ovacık modelini insanlara anlatarak, Ovacık’ta yeşeren umudu çoğaltarak Türkiye geneline yaymak istiyoruz. Dersim dışında da adaylarımız var. Bu modelin Dersim’in dışına çıkmasını önemsiyoruz. Halkımızın herhangi bir oy alma karşılığında hizmet talebinde bulunmaması gerekiyor. Kim gelirse gelsin o işleri zaten yapmak zorunda olduğunu belirtiyoruz. Türkiye genelinde gerçekleştiremiyoruz ama Dersim modelinde halktan oldukça olumlu talepler alıyoruz. İnsanlar, “Komünist başkanınız var, çok seviyoruz, takdir ediyoruz” gibi söylemlerde bulunuyor. İnsanlara güzel şeylerle yaklaştığımızda ne kadar hitap ettiğimizi ortaya koyuyor. Halktan, insandan yana şeyler yapıyoruz. Bunlar bizim üstünlüğümüz değil, gerçekleştirmemiz gereken işler. Proje demiyorum ben, proje kavramına karşıyım. İnsanlara da “Size büyük vaatlerle gelenlere itibar etmeyin” diyorum. Çünkü bizim kahramanlara ihtiyacımız yok, bizim kendimizin kahramanı olmaya ihtiyacımız var. Halkın yönetici olacağı bir yönetim getireceğiz. Halkla birlikte kazanacağımıza inanıyoruz. Kazandığımız taktirde, ki kazanacağız, uygulayacağımız politikalarla Hozat’ı yeni çekim merkezi yapacağız.

Çok sık Ovacık modelinden bahsettiniz. Oradaki gibi temel insani ihtiyaçlar ücretsiz olacak mı?

Siyasi iktidar, neden olduğu ekonomik kriz ve hayat pahalılığı karşısında belediyeler üzerinden tanzim satışlarına başlayarak seçim öncesinde bir göz boyama politikasını hayata geçirdi. Kriz dolayısıyla insanların temel ihtiyaçlara ulaşmakta büyük sıkıntılar yaşadığını görüyoruz. Bu ihtiyaçların karşılanması temel insan hakkıdır. İnsanlara dair temel ihtiyaçların parayla satılamaz. Eğitim, su, ulaşım, sağlık gibi temel ihtiyaçların bir meta aracı olarak kullanılmasına karşıyız. Ulaşımın, temiz içme suyunun ücretsiz bir şekilde halka ulaştırılacağını söylemek istiyorum. Hozat’ı güzel günler bekliyor.

 

Meral DANYILDIZ/ BirGün