Burjuva bloklar arasında kıyasıya süren ve geniş kitlelerinde yüksek bir ilgi ve motivasyonla parçası oldukları iktidar dalaşı, 14 Mayıs burjuva seçimleriyle yeni bir duruma evrildi.
Tüm; ekonomik, siyasal, kültürel, toplumsal kriz ve yıkım gerçekliğine rağmen Erdoğan’ın başını çektiği ırkçı faşist blok, CHP’nin başını çektiği burjuva muhalefet cephesine karşı az farkla olsa da üstünlük elde ederek birinci çıktı.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ise Erdoğan’ının seçimi önde bitirmesine rağmen yüzde 50+1 çoğunluğu yakalanamadığı için ikinci tura kaldı.
SMF olarak, kapsamlı açıklamayı kurullarımızda yapacağımız değerlendirmeden sonra yapmakla birlikte şimdilik özet olarak şunları belirtebiliriz.
Erdoğan ve başını çektiği burjuva bloğun toplumsal fay hatları ve toplumsal sosyolojiyi ve özellikle de kendi sosyal tabanının sosyolojisini iyi okuduklarını ve geleneksel Türk-İslam paradigması zemininde Kürt ve Alevi düşmanlığını etkin bir siyasetle sürdürerek sosyal tabanını konsolide etmede başarılı olduğunu belirtmek gerekiyor.
Bu siyasetiyle Erdoğan, karşısındaki diğer burjuva cephenin de zayıf yönlerini iyi okuyarak politik zeminini önemli oranda zayıflatmıştır. İkinci tura kalan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde her olasılık mümkün olmakla birlikte ilk tur seçim sonuçları itibariyle Erdoğan’ın daha avantajlı olduğu objektif bir durumdur.
Erdoğan ve başını çektiği faşist blok, iktidar olmanın yarattığı tüm avantaj ve olanakları pervasız bir şekilde kullanarak zor, baskı, sansür ve manipülasyon başta olmak üzere her türlü kirli oyun ve siyaseti devreye sokarak seçimleri kendi lehine çevirmede önemli bir avantaj elde etmiştir. Dün YSK verileri üzerinden kamuoyuna yansıyan oyların çalınması ve hileler bunun çıplak bir gerçeğidir. İktidarın YSK eliyle geliştirdiği hırsızlık, oy çalma ve türlü türlü hilelerine karşı mücadele etmek ve demokratik kamuoyunu harekete geçirmek önemli bir yerde durmaktadır.
İkinci turda ortaya çıkacak olan sonuçlara göre burjuva bloklar arasındaki iktidar dalaşının yeni boyutlar ve biçimler alarak keskinleşeceği açık bir durumdur.
Devrim, Demokrasi ve Emek Cephesinin seçimler sonuçları itibariyle değerlendirilmesi başlı başına bir muhteva taşıdığı için şimdilik girmeyeceğiz.
Fakat özetle şunların altını çizmek isteriz. Kitlelerde egemen olan yüksek düzeydeki arayış ve değişim isteğinin bizlere tarihsel görev ve sorumluluklar yüklediğini özellikle belirtmek isteriz. Dolayısı ile bu tarihsel sorumluluk bilinciyle hareket ederek politik sürecin ağırlığı, görevleri, ciddiyeti ve siyasal olgunluğu ile hareket etmek ve konumlanmak tarihsel devrimci görev ve zorunluluktur.
Bu bağlamda, geniş kitlelerle bağ kurmak, örgütlenmek ve kitlelerin stratejik çıkarını merkeze koyan bir perspektifle birlikler, ittifaklar ve cephe siyasetini geliştirerek egemenler karşısında örgütlü bir halk hareketi ve direniş cephesi yaratmak esas olandır.
Sosyalist Meclisler Federasyonu
17 Mayıs 2023